Habertürk muharriri Fatih Altaylı, Yargı Islahatı torba ile çöpe atılıyor başlıklı yazısında, 15 Temmuz darbe teşebbüsü nedeniyle getirilen Harika hal (OHAL) uygulamalarının ‘torba kanun’ ile 3 yıl daha geçerli olacağını söyledi. 

Altaylı kararı, “açık biçimde iyi niyetli olmayan yaklaşım” olarak yorumlayarak, “OHAL altında gidilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, giderek bir OHAL sistemi haline dönüşmektedir” görüşünü lisana getirdi.

OHAL’in ‘normal hale’ getirildiğini vurgulayan Altaylı, “Bir yandan AB’nin gözünü boyamak için açıklanan Yargı Islahatı Paketi ile hukuk standartları yükseltilmeye çalışılıyor, öteki taraftan 5 yıl evvel uygulamaya konulmuş OHAL kararları üç yıl daha uzatılarak kalıcı hale getiriliyor. İnanılmaz hal, olağan hale getiriliyor” diye yazdı.

Altaylı’nın yazısından ilgili kısım şöyle:

Biliyorsunuz, iktidar Avrupa ile ilgileri düzeltmek ve meşhur “Ey”lerden geri adım attığını göstermek için bir mühlet evvel bir “Yargı Islahatı Paketi” açıkladı.

Çok da şahane olmasa da önemli gelişmeler içeren bir paketti.

En azından Türkiye standartları için.

İyimserler de “Aaa, galiba iktidar bir ölçü özgürlükçü olmaya karar verdi. Herhalde AK Parti kuruluş kodlarına dönerek 2023”e hazırlanmak istiyor” diye düşündüler.

Kuşkucular ise “Hele bir uygulamayı görelim” dediler.

Karamsarlar ise “Çok da heveslenmeyin. Hiçbir şey değişmez. Bu iş Avrupa’nın gözünü boyamak için yapılıyor” diye güvensizliklerini belirttiler.

Ve artık iktidar partisi yeniden, yeni bir “torba yasa” ile iyimserlerin de, kuşkucuların de haksız ve hatta karamsarların bile Türkiye’ye nazaran optimist sayıldığını gösterecek kimi yasalar ve uzatmalar getiriyor.

Buna nazaran 5 Temmuz nedeniyle başlatılan OHAL ile getirilen:

– Toplu hatalarda gözaltı müddetlerinin 12 güne kadar uzatılması

– Şirketlere yargı kararı olmaksızın kayyum atanması

– Mahkeme kararı olmadan kamudan ihraçlara müsaade verilmesi

üzere olağanda müddeti 31 Temmuz’da dolacak pek çok OHAL uygulaması 3 yıl daha uzatılıyor.

Bir yandan AB’nin gözünü boyamak için açıklanan Yargı Islahatı Paketi ile hukuk standartları yükseltilmeye çalışılıyor, başka taraftan 5 yıl evvel uygulamaya konulmuş OHAL kararları üç yıl daha uzatılarak kalıcı hale getiriliyor. Harika hal, olağan hale getiriliyor.

Yönetime istediği memuru sebep göstermeksizin ihraç etmenin yolu açılıyor, her kabahat toplu hale getirilerek 12 gün gözaltı mühleti sağlanıyor, mahkeme kararı olmaksızın şirketlerin üzerine çökülebiliyor.

Bakın sevgili okurlar, Türkiye Cumhuriyeti 100 yıla yakın geçmişinde çok badireler atlattı.

Daha yola çıkarken, 1925’te genç Cumhuriyet’e karşı İngiliz dayanaklı bir kalkışma gerçekleştirildi, o denli dandik bir kalkışma olmayan Pir Sait İsyanı çıkarıldı.

Bu isyan üzerine devlet bir cins OHAL uygulaması olan “Takriri Sükun Kanunu”nu yani bildik Türkçe ile “Huzurun Sağlanması Yasası” çıkardı.

Ancak o kanun 4 yıl sonra 1929’te ilga edildi yani yürürlükten kaldırıldı.

Buna rağmen 15 Temmuz’un üzerinden 5 yıl geçti, bu nedenle ilan edilen OHAL hala fiili olarak devam ediyor ve iktidar bu yetkileri 3 yıl daha uzatarak 8 yıl boyunca kullanmak istiyor.

Bu çok açık biçimde iyi niyetli olmayan bir yaklaşımdır.

Buradaki gaye 15 Temmuz sonrası gerekli olan paklığın yapılması değildir.

İktidar 2023 seçimlerine “OHAL” altında gitmek istemekte, seçim sürecinde OHAL yetkilerini kullanmayı amaçlamaktadır.

OHAL altında gidilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, giderek bir OHAL sistemi haline dönüşmektedir.

TR Sputnik