Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Adem Metan’ın Youtube Kanalında hazırlayıp sunduğu ‘’Peki Sonra’’ programına konuk oldu.

ODTÜ mezunu Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’ın yer aldığı programda ‘’ Türkiye’deki Bakanlar ve Avrupa’daki Bakanların karşılaştırılması, Koca Yusuf’un Vuhan’a Ulaşması, Türkiye’nin dünyada ‘’Küresel Güç’’ olarak gösterilmesi ve ‘’Z’’ neslinin gelecek belirleme ihtimali ile ilgili mevzulara yer verildi.

Kıran ile programda öne çıkan husus başlıkları şu halde:

‘Z nesli tartışması gençlere yönelik bir haksızlık’

“Z’’ nesli tartışmasının gençlere yönelik bir haksızlık olarak değerlendiriyorum. Zira gençleri yalnızca belli harflere makul kalıplara hapsetmenin en çok onlara haksızlık olduğunu düşünüyorum. Kendimi de ‘’genç’’ olarak adleden biri olarak Türk gençliğinin önünde çok büyük fırsatlar çok büyük imkanlar var ve Türk gençliğinin yalnızca Türkiye’ye değil dünyaya ve insanlığa yapabileceği çok büyük hizmetler de var. Hasebiyle bir ‘’Z’’ nesli tanımlaması içine hapsetmek ve herkesi tek bir kalıba sokmak bana hakikaten çok büyük bir haksızlık olarak geliyor.’’ Konformist’’ ‘’oturduğu yerden ahkam kesen’’ ,‘’hiçbir şeyi beğenmeyen, tatmin olmayan’’ ‘’şeyi eleştiren’’ bu türlü bir ‘’Z’’ nesli tanımlaması yapılmaya çalışılıyor lakin bugün Türkiye’nin bilhassa son devirde yaptığı atılımlara baktığınızda bugün ‘’ Yerli ve Ulusal Teknoloji Hamlesi’’ni konuşuyoruz, ‘’Güçlü Türkiye ile Dış Politika’’ diyoruz, sıhhatte bütün dünya Kovid-19 ile boğuşurken bilim dünyasının bu uğraşta ne kadar öne çıktığını görüyoruz.

Koca Yusuf operasyonu: Perde ardında kolay bir süreç değildi, tüm dünya bizi izliyordu

(Koronavirüs salgınının yaşandığı Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentindeki,Türkiye vatandaşları ‘Koca Yusuf Operasyonu’ ile tahliye edilmesi)

1 Şubat’tı çok iyi hatırlıyorum. Perde gerisinde kolay bir süreç değildi, tüm dünya bizi izliyordu. Türkiye’de o tarihte şimdi olay yoktu. Ülkenizde şimdi hadise yok, sıhhat sisteminiz şimdi buna hazırlıklı olmayabilir, karantina nedir, Kovid-19 müspet ne demektir? Biz olumlu olay duyduğumuzda telefonla konuşurken bile tedirginlik içerisindeydik. Dünya’nın dört bir tarafında çalışma arkadaşlarımız kovid oldu o kadar kaygılandık ki. Birinci periyottaki psikolojiyle şimdiki psikolojimiz tabi ki birebir değil. Kovid-19’un çıktığı yerden kaynağından 30’a yakın vatandaşımızı aldık, getirdik ve hastanelerimize yerleştirdik. Çok büyük bir dert ve travmanın olduğu yerde adeta tereyağından kıl çekercesine bu operasyonu titizlikle gerçekleştirdik. Dünya basınında çok geniş çapta yer bulduk. Yalnızca kendi ülkemiz vatandaşı değil birkaç farklı ülke vatandaşını da beraberinde getirdik ve nezaretten sonra ülkelerine gönderdik.

‘Diplomatik temsil bakımından dünyanın en büyük 5. Ülkesiyiz’

Vatandaşının yanında olan bir devlet olduğumuzu tarihin her periyodunda hissettirmiş bir milletiz. İmkanlarımız çok geniş Sayın Cumhurbaşkanımız böylesine değerli bir misyonunu ve iradeyi ortaya koymuş, Türk ambulans uçakları onları kendi ülkelerine alıp emanet ediyor bu her şeyden evvel bir hassaslık problemi bu hassaslığa sahip değilseniz istediğiniz kadar varlıklı olun, dünyanın en güçlü ülkesi de olsanız orada vatandaşınızın yanında olduğunuz hissettiremezsiniz. Bu hassaslığa bugün devletimizde temsil eden sorumluluk makamındaki herkes sahip durumda, bunu milletimizin de gördüğünü, hissettiğini ben gözlemliyorum. Yurt dışında 253 temsilcimiz var, diplomatik temsil bakımından dünyanın en büyük 5. ülkesiyiz. Bugün dünyanın neresindeki bir vatandaşımız hasta olursa esasen oradaki Başkonsolosumuzun oradaki Büyükelçimizin ve çalışma arkadaşlarımızın temel görevi öncelikle o vatandaşımızın yanında olmak hastalık sürecini takip etmek. O ülke şartlarında vatandaşımızın tedavisinin yetersiz kalacağı konusunda endişeleniyorsak tabi ki hastamızın tabipleriyle da irtibat halinde hekimleri da uygun gördüğü takdirde epikriz raporu hazırlanıyor bu raporla birlikte Sıhhat Bakanlığımızdan ambulans uçak talebinde bulunuyoruz, gerisinden Sıhhat Bakanlığımızın takibi ile ambulans uçak takibi yapılıyor ve gerisinden hastamız ülkemize getiriliyor.

‘ODTÜ çok dışarda bir yerde düş üzere, bir ütopyaydı’

Ortaokulda bir okul seyahatinde ODTÜ’yü ziyaret ettik. Ankara’ya da birinci gelişimdi o vakit o günün şartlarında ODTÜ çok dışarda bir yerde hayal üzere, bir ütopya. Daha sonra oradaydım çok şükür. ODTÜ’yü ziyaret ettiğimizde bize ütopya üzere görünen sihir daha sonra biz de başarma kudretini gösterdi, bu tasavvurun peşinden gitmek için evvel o tasavvura sahip olmak, görmek, yaşamak lazım.

Yurt Dışı ve Türkiye’deki Bakanlara Yönelik Bakıştaki İkili Standart

(‘Yurt dışı ve Türkiye’deki bakanlara yönelik bakıştaki ikili standart’) Bu beni üzüyor açıkçası abartılan, mübalağ ile yaklaşılan yahut antipatik görünen devlet büyüklerimizin sahip olduğu imkanların birçoklarına hiçbirinin muhtaçlığı yok. Benim de karşı çıktığım bir uygulama var hatta bunların vakitle kalkacağını düşünüyorum, örneğin çakarlı araç, VİP kullanmak bunların hiçbirine bugün sorumluluk makamındaki şahısların muhtaçlık duyduğunu ben tek bir örneğini bile hatırlamıyorum. Beşerler vazife gereği bir yere daha süratli gitmek zorunda kalabilir o imkandan faydalanmak o kişiyi de mutlu eden bir şey değildir açıkçası. Bir cafeye girdiğimizde etrafımızda korumalarımızın olması da bizi rahatsız eden bir durum. Bunların vakitle ortadan kalkacağını düşünüyorum.

‘Bunların hepsini Cumhurbaşkanımız sayesinde gerçekleştirdik’

Birinci okulda, orta okulda Türkiye’nin bölgesel güç ola yolunda ilerleten bir ülke olduğu anlatıldı bizlere daha sonra lise yıllarına geldik, Türkiye’nin bölgesel güç olduğu söylendi, üniversiteye geldik Milletlerarası Bağlar eğitimi alan biri olarak hocalarımızdan daima şunu duyduk ,‘’Türkiye Global Olma Yolunda İlerleyen Bölgesel Bir Güç’’ tabirini duyduk fakat bugün bizim tarafımızdan değil dünya başkanları tarafından ‘’Türkiye Global Bir Güç’’ olarak adledilen bir ülke. Dünyanın en büyük iktisadına sahip değiliz lakin en çok yardım yapan ülkesiyiz, en geniş diplomatik temsilciliğe sahip 5. ülkeyiz, yerli ve ulusal Savunma Endüstrinde bugün gereksinimlerimizin yüzde 70’ini kendi imkanlarımızla karşılayabilecek kudretli bir ülkeyiz, kendi arabamızı üretecek bir ülkeyiz, dünyadaki bütün alt yapı projelerini toplayın bunların pek birden fazla Türkiye’de gerçekleşti ve bunları pek çok sınamaya karşın gerçekleştirdik. Bunların hepsini Cumhurbaşkanımız sayesinde gerçekleştirdik. Dünya 5’ten büyüktür cümlesi o denli alelade söylenmiş bir cümle değil bir savın yansıması Dünya 5’ten büyüktür argümanını artık Sayın Cumhurbaşkanımız ‘’Daha Adil Bir Dünya İçin’’ sloganıyla bildirisi verdi ve bu ileti her geçen gün daha büyük bir yankı uyandırıyor.